22 Haziran 2013 Cumartesi

 Özür dilerim ben yine tutamadım kendimi. Yine nefret edemedim senden, yine bitiremedim seni. Ne kadar desemde, silemedim içimdeki sevgini. Öyle çok özlüyorum ki seni, hayır senin yerinde olsam daha fazla kıyamazdım bana. Ama nasılda mutlusundur şuan. Ahım kaldı sanıyorum ama, yok herhalde.İyi olmaya çalışıyorum, senden sonra ne kadar iyi olabilirsem. Zor oldu ama yinede mutlu oalbiliyorum bazen . Hem o kadar mutluyum ki, hergün ağlıyorum o derece seninle olduğum zamandan az acı çekmeye başladım artık. Nasıl diyebilirim, alıştım sanki biraz. Ee tabi hayli zaman geçti, böyle olması lazım, böyle olmalı. Ama bazen aklıma geliyorsun ve işte o zaman herşey yine eskiye dönüyor. Bir an o kadar kötü hissediyorum kii, ama merak etme biraz sonra geçiyor. Bana sorarsan bu noktaya geleceğimiz aklımın ucundan bile geçmezdi, ama olsun alışıyorum ben. Sonra neyin ne olduğunuda öğrendim mesela, saf değilim artık. Kimseye inanmıyorum, güvenmiyorum da. Sevmek desen zaten asla olmayacak birşey senden başka . Ben bunları neden anlatıyorum ki, bak yine geldin aklıma. Hiç yoktun ama, var olman asıl zor olan. Zor, çok zor ama olsun. Dedim ya alıştım ben. Uzatmak istemem, Çok mutluyum, iyi değilim huzurlu değilim gülerken acı çekiyorum eğlenemiyorum ve en önemliside sen yoksun. Daha ne olsun

4 Şubat 2013 Pazartesi

Ben seninle mutluyum kizsanda, kussende
"Benim biraz dusunmem lazim" sozu ne igrenc bi soz. İnsanin gozlerini okudugun anda dolduruyor. Ya cok baglandim. Hic bitme ihtimalini bile dusunmedim. Simdi biterse naparim hic bi fikrim yok. Kalbim aciyo galiba. Acaba bitirmeye karar verdi simdide kalbimden cikmayami calisiyo? Cikmasin, kalsin hep orda. Onun yeri orasi. Baskasinin yani degil. Hem yapamazki baskasinin kalbinde. Rahat edemez. Benim kalbimde kalsin hep. Hatta kilit takalim kalbime. Kilitleyelim sonra kilidi denize atalim. Kimseler bulamasin, almaya calismasin onu benden. Hep benim olsun. Hep benimle kalsin

posted from Bloggeroid

1 Şubat 2013 Cuma


Hava soğuk.
Tak kulaklıkları.
Dışarı çık.
Üşü.
Yürü.
Daha çok üşü.
Daha çok yürü.
Üşüdükçe yürü.
Yürüdükçe, düşün.
Olmak istediğin kişiyi düşün.
Olduğun kişiyi düşün.
Sahip olduklarını düşün.
Senin olmayanları düşün.
Sevdiklerini, sevmediklerini düşün.
Kazandıklarını, kaybettiklerini düşün.
Söylediğin, söylenen yalanları düşün.
Seni terk edenleri, terk ettiklerini düşün.
Artık hayalini kurmadığın o hayatı düşün.
Ne kadar kolay vazgeçtiğini düşün.
Bir daha kimseyi sevemeyeceğini düşün.
Saatlerce düşün ama hiçbir şey düşünmediğini fark et.
Eve dön.
Aynaya bak.
Sol gözün kızarmış.
Demek ki ağlamak istemişsin farkında olmadan.
Ne zaman ağlamak istesen, sol gözün kızarır çünkü.
Aç sıcak suyu, gir altına.
Soğuktan donan vücudun sıcak suyun altında uyuşsun.
Kemiklerin sızlasın.
Acıya aldırma.
Düşün.
Yeniden düşün.
Ardından el salladığın otobüsleri düşün.
İnsanları düşün.
İhanetleri düşün.
Bir zamanlar hayallerin olduğunu düşün.
Bir zamanlar mutlu olduğunu düşün.
Mutluluğun nasıl bir his olduğunu unuttuğunu düşün.
O adamı düşün.
O adama asla sarılamayacağını düşün.
Şimdi çık sıcak suyun altından.
Çık ve yaşa.
Ve yaşadığın bu şeye ‘hayat’ de.
Hep aynı şarkı çalsın kulaklarında.
Hep aynı yerden yansın canın.
Ama sen yine de hep, ‘hayat’ de.
Çünkü hayat, güzel rüyalarından haricinde kalan acımtrak zaman dilimi.
Çünkü hayat, hayat işte.
Çünkü hayat, hep böyle.

posted from Bloggeroid

31 Ocak 2013 Perşembe

Her seni üzdüğüm kez

Bilmiyorum ki n'oluyo nazarmı deyiyo. Hayatta en cok korktuğum şeylerden biri seni kaybetmekken kendi ellerimle mi yok ediyorum bizi. Niye böyle oluyo? Niye hep birşeyi cok istersem o şey olmuyo?
Sensiz olmak nefes almamak gibi.
Sensiz olmak yemek yememek gibi.
Sensiz olmak uyumamak gibi.
Sensiz olmak hic varolmamış gibi.
Sensiz olmak ölüm gibi.
Sensiz olmak işkence gibi.
Sensiz olmak ceza gibi.
Senle olmak anlatılamıcak derecede güzel. Kelimeler yetmez deriz ya anlatmaya, hıh öyle bişey.

Artık nasıl diyim etle tırnak gibi olduk. Tostla ayran gibi. Sinemayla patlamış mısır gibi. Boş dersle müzik gibi. Kalemle kağıt gibi...
Hepsi biri olmadan zevksiz, iğrenc oluyo. İkisininde birbirine ihtiyacı var. Ama arada tırnak kırılıyo, tost soğuyo, patlamış mısır bayat cıkıyo, telefonunun şarjı bitiyo, kalemin ucu kırılıyo. Neyse buraya nerden geldim ben. Demem o ki seni üzsemde, kırsamda, inciltsemde sen ne kadar kırılırsan bende o kadar kırılıyorum. Hissediyorum gibi ne bileyim. Bunuda söylemicektim ya. Ben sensiz değil bir kac gün 2-3 saat bile geciremem.

HER SENİ ÜZDÜĞÜM KEZ ALLAH BELAMI VERSİN

28 Ocak 2013 Pazartesi

gitme

Mesela yanımda olsaydın güzel olurdu. Uçurtma uçururduk belki. Pamuk şeker yerdik ben çok severim şekeri, öğrenirdin. Yanımda olurdun en basitinden. Beni severdin,özlerdin.film izlerdik,korku filmi. Korkup sana sarılabilirdim mesela. “Korkma ben yanındayım, bu sadece bi film.” diyip dalga geçebilirdin benimle gülerdik. Düşünsene beraber gülerdik. Beraber ağlardık hatta. Gözyaşlarımı silerdin sen, ben de senin burnunu öperdim. Yine gülerdik. Her şeyi sana anlatırdım sıkılmadan dinlerdin. İçerdik belki? Sarhoş olurduk. Ne güzel olur ama. Ben sarhoşken sana hiç söyleyemeyeceğim şeyleri söylerdim belki. Sen yine gülerdin. Bildiğim fıkraları anlatırdım sana. Uyuduğun zaman izleyebilirdim seni. Pasta alırdık, pastayı yüzüne bulaştırırdım belki. Su savaşı yapabiliriz mesela. Hatta sulu boya da yapardık seninle. Seninki daha güzel olurdu kıskanırdım.Kokunu içime çekerdim. Öyle güzel kokardın ki boynunda uyumak isterdim.
Gitmezdin yanımdan,bir saniye bile. Hep beraber olurduk. Balık tutardık. Sonra yerdik onları. Ellerimle yedirebilirim sana. Kılçıklarını ayıklardım belki. Beraber fotoğraf çekilirdik . Öperdin belki de,durmadan öpebilirdin beni. Utanabilirim yanında, kızma. Sarılırdın belki de. Hep sarıl asla bırakma. Ellerini tutunca kalbimin hızlanmasını açıklayamazdım . Gülerdin yine. Olsun sen hep gül bana. Gül diye elimden gelen tüm şebeklikleri yapabilirim senin için. Gitmeni istemediğimi biliyorsun. O yüzden sen hep gül bana ama gitme

27 Ocak 2013 Pazar

Kelimeler yetmez ki anlatmaya

Ateş böceğim misin ?

Şu resme bakıp ikimizi hayal edebiliyorum, bunu sadece senle yapmak istiyorum. Sensiz yaşamak sanki ölüm gibi. Düşünemiyorum. Nasıl birşey bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Sana sakın beni bırakma diye yalvarmak istemiyorum, olurda birgün sevgin biter. Hic birşey hissetmemeye başlarsın. Ben sana fazlalık gibi gelirim. Mesafeden sıkılırsın. Beklemek istemezsin. Anlarım. Ve gidersin. Gitme diyemem, ağzımı acıp kal diyemem. Gururdanmı bilinmez ama git desem bile gitme olur mu ? Kovsam bile gitme. Yüzsüz ol. Cünkü ağzım git derken icim kal der benim. Bilmezsin. Öğrenincede gec olur. Allahım dualarımı kabul mü etti bana acıdı da mı yolladı seni bilmiyorum. Hayatım bi anlam kazandı sayende. Nasıl anlatabilirim başka ? Sanki karanlıktaydım sen bana ışık oldun. Sen benim ateş böceğim oldun. Aşkım oldun. Prensim oldun...

Uzaktaki prensime


 Bu kadar iyi anlaşacağım bir adamın kilometrelerce uzakta olması hayatın şanssızlık tabloma attığı bir çentiğin daha göstergesidir. Bu güne kadar çok şansız oldum. İlk başlarda istediğim okula gidemedim çoğu zaman istediğim şeyler hep başkalarının oldu hatta bana hiç amorti bile çıkmamıştır. Ama en büyük şanssızlığım bana yaklaşık 600 kilometre kadar uzak. Kokusu nasıl bilmiyorum ya da uyurken nasıl gözüktüğünü görmedim hiç. Ama hissediyorum düşünüyorum ve en çok hayal ediyorum. Çünkü o yanımda olan yüzlerce insandan daha yakın bana. Her sabah atılan mesajlar, birbirinden sevimli  bir sürü fotoğraf  ve çok fazla sevgi… Ve ben onun yanında uyuyabileceğim günleri sabırla bekliyorum. Çünkü şansı bazen kendin yaratırsın.

  Şimdi ben ona hayatıma girdiği için ne kadar teşekkür etsem az. O geldi, beni toparladı, çok sevdi. Yanımdaki bir insana alışamayacağım kadar çok alıştım ben ona. Çoğu insanın sahip olamayacağı huzuru buluyorum tek bir mesajıyla.

Şimdi söyleyin şanssızlıklar bize en büyük şansları doğurmuyor mu?


Sev desen severim olmaz
Öp desen öpemem olmaz,
Sarıl desen dokunamam olmaz




Aşığım ölüyorum desen

Zaten ölmezsen aşık olamazsın.
Aşkta bir çeşit bağımlılık, onsuz yapamıyorsun.
Şöyle bir düşündüğünde bu kötü birşey. Sevmek aşık olmak tabi ki güzel ama birine bağımlı yaşamak ?
Bakma yoruyor insanı böyle şeyler ama aşk vazgecilmez. Gelince kacamıyorsun. Asla yapamayacağın şeyleri yaptırıyor sana. Yinede durmalı insan bazen. Cünkü bugün aşk yüzünden ölen yarın ayrılıktan ölecekler.Hayat böyle bir kısır döngüden ibaret.
Ama  şöyle diyebilirim ki Nasıl olsa öleceğiz, bari aşktan ölelim
İyi aşık olmalar.
Uzun zaman önce bir arkadaşıma ''Ben bazı şarkıları dinlerken aşık oluyorum'' demiştim. O da; ''Sen zaten aşık olmuşsundur, şarkı üstüne gelmiştir.'' dedi. Düşündüm öyle değil. Bence bazı şarkılar resmen ''Git aşık ol, öyle gel'' diyor. 

Hayat birine ait olmamız gereken bir yer mi bilmiyorum ama sevmeden olmuyor. Sevmek kısmen aitlik. Sahip olmak? Sahip olmak ait olmanın başka bir versiyonu.

Canım senin ellerin tam benlik, bir tutabilir miyim? Bak tam oldu bana. Dizime yatsana...

26 Ocak 2013 Cumartesi


şeytan diyor al sigarasını ağzından, koy kendi dudaklarına, derin bi nefes çek nikotin dolu, üfle suratına, üflerken öp onu.
sigarası ol onun.
seni istesin yalnız bi gecenin karanlığında.
üzüldüğünde seni yakıp
içine çeksin.
seni üflesin havaya.
ölümü senin yüzünden olsa.

Bana hala söylemediğin şeyler varsa söyle.